2011-10-30

Kuala Lipis; Kuala Tahan (Taman Negara); Jerantut; Temerloh; Bentong


Cameron Highland tırmanışımızdan sonra 1600m yükseklikte bulunmanın heyecanı ile inişe başlamak için sabırsızlanıyorduk. Doğuya doğru pedallamak ve tekrar 200m rakıma uzun orman yollarında inmek ve manzaranın tadını çıkarmak…
Sabah kalktığımızda hava kapalıydı. 20km kadar uzakta bulunan bir yerleşime kadar hızlıca gidip (yolda durum fotoğraflarını çektiğimiz çay bahçeleri bu 20km’nin anısıdır) kahvaltımızı yapıyoruz. Sohbete sohbet etmeye başladığımız yan masadakiler bulunduğumuz tepenin etrafında köpekbalıkları gibi vücutlarının sadece ufak bir kısmını gösterip etrafımızı saran bulutları gösteriyor ve günün yağmurlu geçeceğini söylüyor. Biz başka bir çare olmadığını bildiğimizden kahvaltımızı hızla bitirip inişe başlıyoruz.
İniş karşıdan esen şiddetli, rüzgârdan ya da hızımızı kesen ufak tırmanışlardan olsa gerek 19km/saat ortalama ile tamamlanıyor. Yol boyunca iki yanımızı saran dağların tepeleri koyu renk yağmur bulutları ile üzerimizi örtmeye çalışıyor fakat gideceğimiz yolun tam tepesi Samanyolu gibi bir kuşak halinde bulutsuz ve aydınlık. Yaklaşık 60km mesafeyi ter içinde kalarak inişi tamamlıyoruz. Bundan sonra önümüzde 75km’lik bir mesafe konaklayacağımız şehre varmak için var. Tepede bir gün dinlenmiş olmamız ikimizin de performansını arttırmış olsa gerek ki çok fazla mola vermeden hava kararmak üzereyken Kuala Lipis’e varıyoruz. Kendimizi çok fazla yorgun ve aç hissetmediğimizden otelde fazla vakit kaybetmeyip dışarıda ufak bir keşif turu yapıyoruz. Akşam “Iron Man” ve “A-Team” filmleri eşliğinde çaylarımızı içip ertesi gün için daha kısa ve güvenli görünen tali yollardan yolumuz devam etmeye karar veriyoruz.
Turun en güzel yoluna ertesi gün başlamış bulunmaktayız. Yarın Kuala Lumphur’a kalabalık yollardan geçeceğimize göre, Malezya’da geçtiğimiz en güzel yolun Kuala Lipis ile Kuala Tahan arası olduğunu şimdiden söyleyebilirim. Bu yol Lipis’ten nehiri ve tren yolunu takip eden 45km süren bir ilk aşama ile başlıyor. Tembeling isimli ufak bri yerleşimde bu ilk yol bitiyor. İkinci aşama için Pasir Durien denilen ve nehirin diğer tararında kalan ufak bir köye tekne ile geçmeniz gerek. Buradan Kuala Tahan (diğer ismi ile Taman Negara) yaklaşık 50km sürecektir ve Malezya’da bisiklet binilebilecek en keyifli yollardan birisi olduğu kesin. Yol kenarları palmiye yağı çıkarılan türden palmiye ağaçları ile dolu –daha doğrusu palmiye tarlaları. Yol ilginç şekilde sanki toprağın altında dev toplar varmış gibi hep inişli çıkışlı devam ediyor. Sonlarına doğru ise 3 farklı yerden geçerek görsel şölenini tamamlıyor. İlk farklı yer palmiyelerin bir anda bittiği hiç ağacın olmadığı geniş bir otlak ya da bir golf sahası gibi çimlik bir bölgenin içinden geçmek oluyor. Sonra bir anda bir dağın arasında sıkışmış bir orman, kara bulutlar, sis ve şimdiye kadar ki en şiddetli sağanağın altında bisiklete binerek ikinci farklı atmosferi yaratıyor. Ve bu ıslak aşama bitince inişli çıkışlı arazide yolun halı gibi dümdüz fakat inişli çıkışlı devam ettiği bir yerde bisiklete binerek yolun sonuna, Kuala Tahan’a varıyorsunuz. Burası gerçektende yolun sonu. Bir nehir ve ötesinde milyon yıllık bir yağmur ormanı sizin daha kuzeye gitmenize engel oluyor.
Burada bir gün fazladan kalıp ormanda yürüyüş yapıp biraz dinleniyoruz. Ormanda yerden 50m yüksekte ip köprülerden yapılmış 500m uzunluğunda bir labirentin içinde dolaşmak, o milyon yıllık ağaçları tepeden olamasa da 50m yüksekten görmek orman turunun en ilginç yanıydı. İkimizin de yükseklik korkusunun olması ve buradaki ağaçların, bitkilerin, yaprakların yani görebileceğiniz her şeyin normalden defalarca büyük olması bizim yüksekli algılayışımızı daha da dayanılmaz, korkunç hale getirdi.
Yolculuğumuza sırası ile Jerantut, Temerloh ve şimdi bulunduğumuz yer olan Bentong ile devam ediyoruz. Jerantut hoşumuza giden bir yer oluyor. Burada bisiklet göbeklerini tekrar temizliyoruz. Normalde göbekleri bu kadar sık açmak iyi bir şey değildir fakat bu yağışlar yüzünden Elifin bisikletinin göbeklerinin bin km bile dayanamadan dağıldığını düşününce bizde her 600km de bir göbekleri açıp içindeki yağı değiştirmek istiyoruz. Burada da benim bisikletimin göbeği biraz farklı çıkıyor. Ön taraf çok kolay rulmanlı sistem ve iki yanı da simetrik, 15dk da açık yağını yenileyip kapatmak mümkün. Ama arka göbek bir tarafı rulmanlı bir tarafı bilyeli sistem, bu da arka göbekte yerlerini unutmamanız gereken bir yığın parça demek oluyor. En önemlisi de bilyeli ve rulmanlı tarafı karıştırmamak, bende ruble tarafı rulmanlı ve bunların kapakları da birbiriden farklılar. Sonuçta iki bisikletin göbeklerini de açtığımızda zamanlamamızın tam olduğunu görüyoruz.
Temerloh (kaldığımız otel yüzünden biraz da) çok keyifli bir yer gibi görünmüyor bize ve kısa sürede burayı bırakıp KL’den sonraki son kentimize varıyoruz.
Şu anda Kuala Lumpur’a 60-70km kadar uzaklıktayız. Yarın aradaki sıra dağları aştıktan sonra KL’ye inmiş oluruz. Orada birkaç gün geçirip Endonezya’ya geçmeyi planlıyoruz. Bir değişiklik olmazsa eğer Perşembe günü ülke değiştirmiş oluruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder